E-Bülten - Ağustos 2015
Türkiye´de Bir İlk Ekolojik Saman Ev - Yalova...
Yıllarca Avustralya’da yaşamış bir Türk ailesi, bu kıtada edindikleri doğal yaşam kültürünü ve saman ev deneyimlerini, kesin dönüş yaptıktan sonra kendi topraklarında; Yalova’nın bir dağ köyünde hayata geçirmeye karar verdiler. Planlanan, tarım faaliyetlerinin de yapılacağı, üzerinde küçük bir göleti olan, eğimin en alt noktasında bir korulukla sonlanan ince uzun yamaç arazisinde, (şimdilik) tek ağacın (armut) yanında iki katli bir saman ev inşa etmek. Tasarım olarak mimari ekibi yönlendiren 2 temel konu vardı. İlki, günlük yasam alışkanlıkları ve tarımsal faaliyetleriyle evin plan şemasına yön verecek beklentiler. Diğeri ise evin, yapım ve kullanım süresince enerji tüketimini azaltacak senaryoların, ortaya çıkacak ürüne/mekâna yaptığı müdahale ve eklentiler.
Yapı, yatay düzlemde, ortada genel yaşam katı, altta misafir ve mahzen/depo alanları, üstte ise çalışma ofisi ve çatı altı yüklükleri ile tipik dubleks ev plan şemasına sahip. Plan şemasını özelleştiren asıl durum ise tarım ve atölye faaliyetleriyle uğraşan kişilerin daha iyi bildiği mud room (çamur odası). Bu oda yapının ana yaşam mekânına ikinci bir giriş yaratıp, ön temizlenme alanı olarak konuşlandırıldı. Kullanıcılar ev ile ilgili çoğu tamir islerini kendileri halletmek istediklerinden bağımsız bir atölye alanı talep ettiler, dolayısıyla bu mekânın kullanımının ardından yaşam alanına giriş için yine mud rooma ihtiyaçları var. Saman ev özellikle arazinin eğiminin maksimum olduğu noktaya yerleştirildi, bu sayede hem katlara bağımsız düzayak giriş/çıkış yapılabilmekte, hem de tarım ürünlerinin saklanacağı – ayni zamanda şarap da istiflenebilecek – karanlık bir mahzen kendiliğinden kesitten dolayı oluşmakta. Düzayak çıkılabilen teraslar ise bu vesileyle kendiliğinden birer balkon gibi çalışıyor. Yapının bulunduğu bölgede yılda 3 ayı kar olmak üzere sert hava koşulları hakim, dolayısıyla güney cepheler maksimum yaşam alanlarıyla değerlendirilmeye çalışıldı. Bu durum kendiliğinden salondaki mutfak bölümünü ve yatak odasının konumunu tanımlamış oldu. Misafir kullanımı dışında tüm faaliyetler ara katta gerçekleşeceğinden, özellikle çatı saçakları kısa tutuldu ve bu sayede gün ışığının yapıya girmesi maksimize edilmeye çalışıldı.
Saman evin yapım ve kullanım süresince enerji tüketimini azaltacak senaryoları ise kendi içerisinde 3 e ayırmak mümkün. Öncelikli başlık ana yapı elemanının saman balyası olması, dolayısıyla konstruktif uygulamalar. Balyalama işlemi sırasınca presleme işlemi için kullanılan enerji dışında, doğaya yan etkisi neredeyse sıfır olan bir malzeme kullanılacak olması strüktürel senaryo için belirleyici bir durum. Saman balyasının niteliğini kaybetmemesi, bünyesine nem almamasını sağlamak şartı, bir anda bağlantılı olduğu diğer yapı elemanlarını ve birleşim detaylarını etkilemekte. Taşıyıcı sisteminin sıcaklık farklarında terleme yapmaması (samanı ıslatmaması) için ahşap olması tercih edildi. Zeminden gelecek su içinse tabliye üzerine dökülen topuk betonu membran su yalıtımı ile kaplanacak ve ahşap yastıklar yerleştirilecek. Bir kısmı zemin toprağı altında kalan bodrum katta saman balyasının toprak yükünü taşıma sansı olmadığı için, bu katin ana taşıyıcı ve dış duvar çeperleri tamamen betonarme ile projelendirildi. Dolayısıyla saman balya uygulamasının yapıldığı ve ana taşıyıcısı ahşap olan zemin kat ve çatı kati, toprak içerisine oturtulmuş bir betonarme kutu üzerinde yükselmekte. Bu karar izolasyon ve yapının statik mukavameti açısından en sağlıklı durum bizce. Yapıyı etkileyen enerji tüketimine yönelik ikinci senaryo ise üst yapı, bitiş malzeme kararları. Saman balyalarının elyaflı kerpiç sıva ile kaplanması, çatı kaplamasının geri donuşumu yüksek bir malzeme olan titanyum alaşımlı çinko levhalarla kaplanması temel uygulamalar. Sıra dışı olabilecek karar ise, gün boyu yapı içerisine girecek gün ışığının ısısının zeminde depolanması hedefiyle ışınıma maruz kalan bölgelerde yüksek yoğunluklu döşeme kaplamalarının kullanılması. Bu bağlamda 3 boyutlu program aracılığıyla yapı içerisindeki gölge hareketleri simule edildi ve oluşan ize göre döşeme planları hazırlandı. Salona girdiğinizde biraz önce bahsi geçen sebeplerden dolayı zeminde eğrisel bir çizgi ile birbirinden ayrılan parke ve çimento esaslı zemin kaplama hattını görmek mümkün.
Yurtdışında saman ev kültürünün inşası bünyesinde bir workshop / imece kültürü barındırmakta. Saman evin kullanıcıları da bu kültüre aynı vesileyle bulaşmışlar. Arkadaşlarının saman evlerinin yapımları sırasında organize edilen workshoplara katılmış ve bu deneyimi yaşamışlar. Saman Ev projesine Avusturya’dan gelen misafirlerin yanısıra ofis çalışanları da sürece katkıda bulunarak bu deneyimi bizzat yaşıyorlar.
Boğazkesen Projesinde Oğuz Bayazıt Mimarlık İmzası...
İstanbul Boğazkesen’de yer alan 1988 yapımı binanın Apart Otele dönüştürülmesi projesidir. Toplam 5 normal kat, 1 giriş+ 1 ara kat, 1 bodrum kat ve çatı katından oluşan bina, uzun soluklu kullanıma yönelik olarak 18 odalı bir Apart Otel haline gelmiştir 1510 m2 alanda yer alan projede , 16 adet 1+1 daire ve 2 adet 2+1daire bulunmaktadır. Uzun yıllar ofis olarak kullanılan bina, günümüzün ihtiyaçlarına uygun, yüksek konfor standartlarına sahip, modern çizgilerle tasarlandı. İstanbul’u ziyaret eden turist profiline uygun olarak geliştirilen projede, otel konaklamasına alternatif arayanlara farklı bir deneyim sunulması ana fikri oluşturdu. Projenin dış cephesi genel dokuyu bozmayacak modern dokunuşlarla yeniden düzenlendi.
Atatürk Mahallesi, Ertuğrul Gazi Sk.
Metropol C2 Blok 2A/4 Kat 1 34758
Ataşehir İstanbul Türkiye
T. +90 212 227 03 01
F. +90 212 259 78 30